EğlenceAvcısı
Active member
Kudüs:
Başbakan Binyamin Netanyahu Perşembe günü yaptığı açıklamada, İran'ın üst düzey diplomatının Batı yaptırımlarının yeniden uygulanması halinde İsrail'in nükleer silah geliştirme yasağını kaldırabileceği konusunda uyarmasının ardından İsrail'in İran'ın nükleer silah edinmesini engellemek için “her şeyi” yapacağını söyledi.
Orta Doğu'daki düşmanlar arasında yenilenen söz savaşı, İran'ın Cuma günü Avrupalı hükümetlerle önemli nükleer görüşmeler yapmaya hazırlandığı sırada geldi; bu müzakereler, Tahran'ın BM atom gözlemcisi tarafından sansürlenmesi için Washington'la birleşmelerinin gölgesinde kaldı.
İsrailli yayın kuruluşu Channel 14'e verdiği röportajda Netanyahu, “Nükleer güç haline gelmesini önlemek için her şeyi yapacağım, kullanılabilecek tüm kaynakları kullanacağım” dedi.
İsrail, beyan edilmemiş olsa da bölgedeki tek nükleer silahlı devlettir. Uzun zamandır herhangi bir rakibin kendisiyle eşleşmesini engellemeyi en büyük savunma önceliği haline getirdi.
Netanyahu Salı günü yaptığı açıklamada, Lübnan'da ertesi gün yürürlüğe giren ateşkesin İsrail'in İran'a odaklanmasına olanak tanıyacağını söyledi. Nasıl bir eylem planladığını açıklamadı.
İran, geçtiğimiz yıl Hamas ve Hizbullah liderlerinin yanı sıra İranlı bir generalin öldürülmesine misilleme olarak İsrail'e iki füze saldırısı düzenledi.
İsrail her iki seferde de İran'a sınırlı saldırılarla karşılık verdi; en son 26 Ekim'de birçok askeri tesisi bombaladı.
Geçen hafta Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'na yapılan azarlama, Tahran'ın cüretkar bir tepkisine yol açtı, ancak yetkilileri o zamandan bu yana, son yönetimi “maksimum baskı” politikası izleyen ABD'nin yeni başkanı Donald Trump'ın dönüşü öncesinde başkalarıyla ilişki kurmaya istekli olduklarının sinyalini verdi. İran'a karşı.
– Mevcut doktrin 'yetersiz' –
İran, barışçıl amaçlarla nükleer enerjiye sahip olma hakkı konusunda ısrar ediyor, ancak UAEA'ya göre uranyumu yüzde 60'a kadar zenginleştiren, nükleer silaha sahip olmayan tek devlettir.
İran'ın İngiltere, Fransa ve Almanya ile görüşmelerinin arifesinde The Guardian gazetesine verdiği röportajda Dışişleri Bakanı Abbas Araghchi, Tahran'da yaptırımların kaldırılması gibi yerine getirilmeyen taahhütlerden duyulan hayal kırıklığının, ülkenin kendi politikasını değiştirip değiştirmemesi gerektiği konusundaki tartışmayı alevlendirdiği konusunda uyardı. nükleer politika.
İngiliz gazetesine verdiği demeçte, “Şimdilik yüzde 60'ın üzerine çıkma niyetimiz yok ve şu andaki kararlılığımız budur.”
Ancak şu ana kadar “pratikte yetersiz” olduğu kanıtlandığı için, “İran'da ve çoğunlukla da elitler arasında nükleer doktrinimizi değiştirip değiştirmememiz gerektiği konusunda bir tartışma sürüyor” diye ekledi.
Tahran ile büyük güçler arasında 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşma, İran'ın silah kapasitesi geliştirmesini önlemek amacıyla nükleer programını sınırlandırması karşılığında İran'ın Batı yaptırımlarından kurtulmasını sağlamayı amaçlıyordu.
Tahran bu tür bir iddiayı sürekli olarak reddetti. İran'ın karar almasında nihai otoriteye sahip olan dini lider Ayetullah Ali Hamaney, atom silahlarını yasaklayan dini bir kararname veya fetva yayınladı.
Tahran'ın kınamadan bu kadar kısa bir süre sonra üç Avrupa hükümetiyle masaya oturma isteği, Trump'ın Beyaz Saray'a dönmesinden sadece birkaç hafta önce gerçekleşti.
Trump, ilk döneminde, yönetiminin 2015'te imzalanan anlaşmadan üç yıl sonra tek taraflı olarak çekilmesinin ardından İran'a ağır yaptırımları yeniden uygulamaya odaklandı.
ABD'nin çekilmesine misilleme olarak Tahran, anlaşmaya uymayı azalttı ve uranyum zenginleştirme seviyelerini yüzde 60'a yükseltti; bu da nükleer bomba için gerekli olan yüzde 90'a yakın bir değerdi.
– 'Yasal yükümlülükler' –
Ekim 2025'te sona erecek olan 2015 anlaşmasına göre İran'ın zenginleştirme oranı yüzde 3,67 ile sınırlandırılmıştı.
Araghchi'nin siyasi yardımcısı olarak görev yapan İranlı diplomat Majid Takht-Ravanchi'nin Cuma günkü görüşmelerde İran'ı temsil etmesi planlanıyor.
İran'ın resmi haber ajansı IRNA'ya göre, Avrupa Birliği dışişleri kolu Genel Sekreter Yardımcısı Enrique Mora ile önceden toplanacak.
Geçtiğimiz hafta, IAEA'nın 35 ülkeden oluşan yönetim kurulu, İngiltere, Fransa, Almanya ve ABD tarafından önerilen ve İran'ı nükleer konularda işbirliği yapmamasından dolayı kınayan bir kararı kabul etti.
İran bu hareketi “siyasi amaçlı” olarak nitelendirdi ve buna yanıt olarak zenginleştirilmiş uranyum stokunu artırmak için tasarlanan “yeni gelişmiş santrifüjlerin” piyasaya sürüleceğini duyurdu.
Siyasi analist Mostafa Shirmohammadi'ye göre Tahran için Cuma günkü görüşmelerin amacı, hem Trump hem de Avrupa hükümetlerinin yenilenen baskılarıyla karşılaşacağı “çifte felaket” senaryosunu önlemek.
İran'ın Avrupa hükümetleri arasındaki desteğinin, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline askeri yardım teklif ettiği iddiaları nedeniyle aşındığını belirtti.
İran bu suçlamaları reddediyor ve Avrupa ile ilişkilerini düzeltirken aynı zamanda sağlam bir duruş sergilemeyi umuyor.
(Başlık dışında bu hikaye Haberler personeli tarafından düzenlenmemiştir ve ortak bir yayından yayınlanmıştır.)
Başbakan Binyamin Netanyahu Perşembe günü yaptığı açıklamada, İran'ın üst düzey diplomatının Batı yaptırımlarının yeniden uygulanması halinde İsrail'in nükleer silah geliştirme yasağını kaldırabileceği konusunda uyarmasının ardından İsrail'in İran'ın nükleer silah edinmesini engellemek için “her şeyi” yapacağını söyledi.
Orta Doğu'daki düşmanlar arasında yenilenen söz savaşı, İran'ın Cuma günü Avrupalı hükümetlerle önemli nükleer görüşmeler yapmaya hazırlandığı sırada geldi; bu müzakereler, Tahran'ın BM atom gözlemcisi tarafından sansürlenmesi için Washington'la birleşmelerinin gölgesinde kaldı.
İsrailli yayın kuruluşu Channel 14'e verdiği röportajda Netanyahu, “Nükleer güç haline gelmesini önlemek için her şeyi yapacağım, kullanılabilecek tüm kaynakları kullanacağım” dedi.
İsrail, beyan edilmemiş olsa da bölgedeki tek nükleer silahlı devlettir. Uzun zamandır herhangi bir rakibin kendisiyle eşleşmesini engellemeyi en büyük savunma önceliği haline getirdi.
Netanyahu Salı günü yaptığı açıklamada, Lübnan'da ertesi gün yürürlüğe giren ateşkesin İsrail'in İran'a odaklanmasına olanak tanıyacağını söyledi. Nasıl bir eylem planladığını açıklamadı.
İran, geçtiğimiz yıl Hamas ve Hizbullah liderlerinin yanı sıra İranlı bir generalin öldürülmesine misilleme olarak İsrail'e iki füze saldırısı düzenledi.
İsrail her iki seferde de İran'a sınırlı saldırılarla karşılık verdi; en son 26 Ekim'de birçok askeri tesisi bombaladı.
Geçen hafta Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'na yapılan azarlama, Tahran'ın cüretkar bir tepkisine yol açtı, ancak yetkilileri o zamandan bu yana, son yönetimi “maksimum baskı” politikası izleyen ABD'nin yeni başkanı Donald Trump'ın dönüşü öncesinde başkalarıyla ilişki kurmaya istekli olduklarının sinyalini verdi. İran'a karşı.
– Mevcut doktrin 'yetersiz' –
İran, barışçıl amaçlarla nükleer enerjiye sahip olma hakkı konusunda ısrar ediyor, ancak UAEA'ya göre uranyumu yüzde 60'a kadar zenginleştiren, nükleer silaha sahip olmayan tek devlettir.
İran'ın İngiltere, Fransa ve Almanya ile görüşmelerinin arifesinde The Guardian gazetesine verdiği röportajda Dışişleri Bakanı Abbas Araghchi, Tahran'da yaptırımların kaldırılması gibi yerine getirilmeyen taahhütlerden duyulan hayal kırıklığının, ülkenin kendi politikasını değiştirip değiştirmemesi gerektiği konusundaki tartışmayı alevlendirdiği konusunda uyardı. nükleer politika.
İngiliz gazetesine verdiği demeçte, “Şimdilik yüzde 60'ın üzerine çıkma niyetimiz yok ve şu andaki kararlılığımız budur.”
Ancak şu ana kadar “pratikte yetersiz” olduğu kanıtlandığı için, “İran'da ve çoğunlukla da elitler arasında nükleer doktrinimizi değiştirip değiştirmememiz gerektiği konusunda bir tartışma sürüyor” diye ekledi.
Tahran ile büyük güçler arasında 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşma, İran'ın silah kapasitesi geliştirmesini önlemek amacıyla nükleer programını sınırlandırması karşılığında İran'ın Batı yaptırımlarından kurtulmasını sağlamayı amaçlıyordu.
Tahran bu tür bir iddiayı sürekli olarak reddetti. İran'ın karar almasında nihai otoriteye sahip olan dini lider Ayetullah Ali Hamaney, atom silahlarını yasaklayan dini bir kararname veya fetva yayınladı.
Tahran'ın kınamadan bu kadar kısa bir süre sonra üç Avrupa hükümetiyle masaya oturma isteği, Trump'ın Beyaz Saray'a dönmesinden sadece birkaç hafta önce gerçekleşti.
Trump, ilk döneminde, yönetiminin 2015'te imzalanan anlaşmadan üç yıl sonra tek taraflı olarak çekilmesinin ardından İran'a ağır yaptırımları yeniden uygulamaya odaklandı.
ABD'nin çekilmesine misilleme olarak Tahran, anlaşmaya uymayı azalttı ve uranyum zenginleştirme seviyelerini yüzde 60'a yükseltti; bu da nükleer bomba için gerekli olan yüzde 90'a yakın bir değerdi.
– 'Yasal yükümlülükler' –
Ekim 2025'te sona erecek olan 2015 anlaşmasına göre İran'ın zenginleştirme oranı yüzde 3,67 ile sınırlandırılmıştı.
Araghchi'nin siyasi yardımcısı olarak görev yapan İranlı diplomat Majid Takht-Ravanchi'nin Cuma günkü görüşmelerde İran'ı temsil etmesi planlanıyor.
İran'ın resmi haber ajansı IRNA'ya göre, Avrupa Birliği dışişleri kolu Genel Sekreter Yardımcısı Enrique Mora ile önceden toplanacak.
Geçtiğimiz hafta, IAEA'nın 35 ülkeden oluşan yönetim kurulu, İngiltere, Fransa, Almanya ve ABD tarafından önerilen ve İran'ı nükleer konularda işbirliği yapmamasından dolayı kınayan bir kararı kabul etti.
İran bu hareketi “siyasi amaçlı” olarak nitelendirdi ve buna yanıt olarak zenginleştirilmiş uranyum stokunu artırmak için tasarlanan “yeni gelişmiş santrifüjlerin” piyasaya sürüleceğini duyurdu.
Siyasi analist Mostafa Shirmohammadi'ye göre Tahran için Cuma günkü görüşmelerin amacı, hem Trump hem de Avrupa hükümetlerinin yenilenen baskılarıyla karşılaşacağı “çifte felaket” senaryosunu önlemek.
İran'ın Avrupa hükümetleri arasındaki desteğinin, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline askeri yardım teklif ettiği iddiaları nedeniyle aşındığını belirtti.
İran bu suçlamaları reddediyor ve Avrupa ile ilişkilerini düzeltirken aynı zamanda sağlam bir duruş sergilemeyi umuyor.
(Başlık dışında bu hikaye Haberler personeli tarafından düzenlenmemiştir ve ortak bir yayından yayınlanmıştır.)