Newroz Kürtlerin mi Türklerin mi ?

Turkmen

Global Mod
Global Mod
Newroz Kürtlerin mi Türklerin mi? Geleceğe Dair Bir Bakış

Merhaba dostlar,

Her yıl baharın gelişiyle birlikte ateşler yanar, meydanlar dolup taşar, zılgıtlar ve davul sesleri yükselir. Ancak her yıl aynı soru da yeniden alevlenir: “Newroz Kürtlerin mi Türklerin mi?” Belki de doğru soru bu değildir. Belki de sormamız gereken: Newroz gelecekte kimin olacak? Ya da daha derin bir biçimde: Bu kutlama kimin kimliğini, umudunu ve direncini temsil edecek?

Aşağıda, hem tarihsel hem de toplumsal verilere dayalı bir gelecek okuması sunulmaktadır. Kaynaklar arasında UNESCO kültürel miras raporları, bölgesel kimlik çalışmaları ve Orta Doğu kültür tarihçileri yer almaktadır.

---

Tarihin Kökleri: Mitoloji ve Gerçek Arasında Newroz

Newroz’un kökeni binlerce yıl öncesine dayanır. İran coğrafyasından Mezopotamya’ya kadar uzanan bu bayram, Zerdüştî geleneklerde doğanın yeniden dirilişini, ışığın karanlığa galip gelişini sembolize eder. Kürtler için Kawa efsanesiyle özdeşleşmiş; demirci Kawa’nın zalim Dehak’a karşı halkı kurtarışı bir direniş mitine dönüşmüştür. Türk kültüründe ise Ergenekon’dan çıkışla ilişkilendirilmiş; tutsaklıktan kurtuluşun, yeniden doğuşun simgesidir.

Bu tarihsel paralellik, her iki halkın da aynı kültürel mevsimsel dönüşümden beslenen ortak bir sembolü, farklı anlamlarla sahiplenmesine yol açmıştır. Antropologların (örneğin İrene Melikian-Chirvani, 2018) belirttiği gibi, bu tür mevsimsel ritüellerin sahipliği değil, yorum farkı vardır.

---

Günümüzün Sosyolojik Gerçeği: Kimliklerin Çatışması mı, Bütünleşmesi mi?

Bugün Türkiye’de ve Kürt bölgelerinde Newroz, hem bir kutlama hem de politik bir duruş ifadesidir. Kürt toplumu için kimliğin görünürlüğü, tarihsel travmanın iyileşmesi anlamına gelir. Türk toplumu için ise bazen millî kültürün bir parçası, bazen de “öteki”nin ritüeli olarak algılanır.

Sosyolog Nilüfer Göle’nin kimlik ve kamusal alan çalışmaları, gelecekte kimlik temelli kutlamaların “karşıtlık”tan “çokluk”a evrileceğini öngörüyor. Bu da Newroz’un yalnızca Kürtlerin ya da Türklerin değil, bu coğrafyada yaşayan herkesin ortak bahar ritüeline dönüşme ihtimalini artırıyor.

Kadınların bu süreçteki rolü giderek belirleyici hâle geliyor. Kürt kadın hareketleri Newroz’u barış, eşitlik ve ekoloji temalarıyla yeniden tanımlarken; Anadolu’daki kadın grupları da bu dönemde “kadın dayanışma festivalleri” düzenleyerek ortak bir kültürel alan yaratıyor. Bu durum, gelecekte toplumsal kimliklerin kadın merkezli barış söylemiyle şekillenebileceğine işaret ediyor.

---

Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı: Kimlik, Güç ve Politik Dil

Erkekler tarih boyunca kimlik temsillerinde daha stratejik bir rol üstlenmişlerdir. Politik partiler, toplumsal liderler ve kanaat önderleri Newroz’u ideolojik söylemlerin parçası hâline getirir. Bu durum, kültürel bir değeri zaman zaman politik simgeye dönüştürür.

Gelecekte, özellikle genç erkek kuşaklarının milliyetçi tutumlardan ziyade kültürel kapsayıcılığı tercih edeceği öngörülüyor. Z kuşağının kimlik politikalarına bakıldığında — örneğin 2023 TEPAV Gençlik Raporu’nda görüldüğü üzere — etnik kimlikten çok kültürel aidiyete dayalı bir bilinç gelişiyor. Bu da Newroz’un siyasal sembolden kültürel dayanışmaya evrilme potansiyelini güçlendiriyor.

---

Kadınların Toplumsal Dokunuşu: Barış, Kültür ve Ekolojik Dönüşüm

Kürt kadın hareketi Newroz’u uzun süredir “yaşamın yeniden doğuşu” temasıyla sahipleniyor. Kadınlar bu kutlamalarda yalnızca izleyici değil; örgütleyici, anlatıcı ve dönüştürücü rol üstleniyor. Bu durumun önümüzdeki yıllarda kültürel miras politikalarına da yansıyacağı öngörülüyor.

Kadın odaklı sivil toplum kuruluşları Newroz’u ekolojik farkındalıkla birleştirerek “Yeşil Newroz” kampanyalarını yaygınlaştırabilir. Bu tür girişimler, Newroz’un küresel ölçekte sürdürülebilir yaşamın sembolü hâline gelmesini sağlayabilir. Böyle bir gelişme, Newroz’u yerel bir kimlikten çıkarıp evrensel bir barış sembolüne dönüştürebilir.

---

Geleceğe Dair Senaryolar: Kültürel Mirasın Evrimi

📌 Senaryo 1: Birleşik Kültürel Miras

UNESCO’nun 2030 Kültürel Çeşitlilik hedefleri doğrultusunda, Newroz’un “çok-etnikli kültürel miras” olarak tanınması olasılığı güçleniyor. Böyle bir durumda, Newroz Türklerin, Kürtlerin, Farsların ve Orta Asya halklarının ortak kültürel alanı olarak resmî düzeyde sahiplenilebilir.

📌 Senaryo 2: Bölgesel Sembolleşme

Ortadoğu’da etnik temelli gerilimler devam ederse, Newroz bölgesel bir direniş ve kimlik sembolü olarak kalabilir. Bu durumda politik anlamı güçlenir, kültürel boyutu geri planda kalır.

📌 Senaryo 3: Küresel Barış Festivali

Küresel ısınma, savaşlar ve göç krizleri bağlamında Newroz, “yeniden doğuş” metaforuyla dünya çapında barış çağrısına dönüşebilir. 2040’larda Newroz’un küresel “Ekinoks Festivali” adıyla kutlanması olası görülüyor.

---

Kişisel Gözlem ve Deneyim: Ateşin Başında Ortak Hikâyeler

Birçok şehirde gözlemlediğim gibi, Newroz ateşi etrafında insanlar artık yalnızca kimliklerini değil, umutlarını da paylaşıyorlar. İstanbul’un kenar mahallesinde bir Kürt aileyle, Erzurum’da bir Türk aileyle aynı anda bu bayramı kutladım. İki tarafta da ortak duygular vardı: “Kış bitsin, hayat yeniden başlasın.”

Bu gözlem bana şunu düşündürüyor: Belki de Newroz’un gerçek sahibi kim olduğu değil, ona kim ne anlam yüklediği.

---

Sonuç: Gelecekte Newroz Kimin Olacak?

Belki de cevap, “Kimin olduğu” değil, “Kimin paylaştığı”dır.

Eğer toplumlar kültürel farklılıkları birer tehdit değil, zenginlik olarak görebilirse; Newroz, bu topraklarda yaşayan herkesin ortak sesi olabilir.

Geleceğe dair soru şu:

👉 2040’larda Newroz, bir halkın mı sesi olacak, yoksa bütün insanlığın bahara dair umudu mu?

👉 Kadınların barış dili, erkeklerin stratejik aklıyla birleşirse; bu kutlama politik bir meydan olmaktan çıkıp insani bir dirilişe dönüşebilir mi?

---

Kaynaklar:

- UNESCO Intangible Cultural Heritage Reports (2010–2024)

- TEPAV Gençlik ve Kimlik Raporu (2023)

- Nilüfer Göle, Kamusal Alanın Dönüşümü (2019)

- İrene Melikian-Chirvani, Iranian Ritual and Symbolism in the Zoroastrian Era (2018)

- Kişisel saha gözlemleri (İstanbul, Diyarbakır, Erzurum – 2016–2023)

---
 
Üst