Selin
New member
Dürtü Ayrımı Nedir Kpss? – “İç Seslerimizi Sınav Masasına Kim Getirdi?”
Arkadaşlar, dürüst olayım: KPSS’ye hazırlanırken insanın içinde iki tane ayrı "ben" yaşıyor. Biri der ki: “Hadi otur ders çalış, hedefin var!” Diğeri der ki: “Bir bölüm daha dizi izlesen ne olur, tarih zaten aynı kalacak, Osmanlı 600 yıl beklemiş, sen de iki saat bekletebilirsin…” İşte hocaların kitabına "dürtü ayrımı" diye yazdığı şey aslında bu seslerin kavgası. Ama biz KPSS kurbanları için bu kavga, bazen YKS’den, bazen düğünlerdeki halay başından bile daha sert geçiyor.
Dürtü Ayrımı = İçimizdeki Süper Kahraman ve Çapulcu
Psikoloji literatürü “dürtü ayrımı” dediğinde çok teknik konuşuyor: “Bireyin ani gelen isteklerini erteleyebilme, akılcı seçim yapabilme becerisi…” Ama bunu böyle söyleyince kimse anlamıyor. KPSS öğrencisi için daha net açıklayayım: Dürtü ayrımı, “ders çalışırken patates kızartması kokusuna direnebilme yeteneği”dir. Ya da “telefonun sana bildirim düşürmesine rağmen, elini uzatmama cesareti.”
Bir düşünün, içimizde iki karakter var:
* **Süper Kahraman Ben** → Planlı, stratejik, haftalık ders programını renkli kalemle işaretleyen, “bu sene atanacağım” diye motivasyon videosu izleyen.
* **Çapulcu Ben** → Netflix açan, “bir kahve içeyim öyle başlarım” diyerek 3. kahvede hâlâ başlamayan, 10 dakikada bir Instagram’a bakan.
Dürtü ayrımı dediğimiz şey, aslında Süper Kahraman’ın Çapulcu’ya attığı çelme. KPSS için soru çözmek isterken, beynin sana “hadi bir kısır yap da yanına çay demlensin” diyen kısmını susturma sanatı.
Erkeklerin Stratejik, Kadınların Empatik Mücadelesi
Bu noktada cinsiyet farkı mizahı kaçınılmaz oluyor. Çünkü erkekler bu içsel kavgayı “stratejik plan” haline getirmeyi seviyor:
* Erkek öğrenci oturur, koca takvim çıkarır, “Bugün 120 soru çözeceğim, 30 Türkçe, 20 Coğrafya, 40 Tarih, 30 Matematik” diye yazar. Sonra 20 dakikada 3 soruda takılır, kalemi bırakır, YouTube’da “KPSS’de derece yapanların sırları” videosu izlemeye başlar.
Kadınlar ise bu mücadeleyi daha duygusal ve ilişki odaklı yaşıyor:
* Kadın öğrenci oturur, “Ders çalışmalıyım, ama annem mutfakta yalnız, gidip yardım edeyim, sonra birlikte çay içeriz, belki moralim düzelir, o zaman daha iyi çalışırım” der. Sonuç? Çaydan sonra mutfak sohbeti, sohbetten sonra dizi, diziden sonra uyku.
Yani erkeklerin stratejik dürtü ayrımı genelde Excel tablosunda patlıyor, kadınların empatik dürtü ayrımı ise mutfak masasındaki kurabiyelerde.
KPSS Adayının Günlük Dürtü Ayrımı Testleri
Bir KPSS öğrencisi için dürtü ayrımı, günlük hayatın her anında test edilir:
* Kitap açarsın, telefon zili çalar → *“Çalışsam mı, mesajlara mı baksam?”*
* Not tutarsın, komşunun tencere kapağı düşer → *“Tarih mi önemli, yoksa komşunun mutfak dramı mı?”*
* Soru çözersin, gözün masadaki çekirdeğe kayar → *“Paragraf sorusu mu, yoksa çıtır çıtır keyif mi?”*
Bu sahneler, KPSS öğrencisinin gerçek “survivor parkuru.” Çünkü sınavda 120 dakika boyunca değil, aylarca süren bu küçük anlarda kazanıyoruz ya da kaybediyoruz.
KPSS Kitaplarının Sessiz Dramı
Hiç fark ettiniz mi? Kitaplarımız bile bizim dürtü ayrımına malzeme oluyor. Tarih kitabının kapağını açarsın, içeriden sana Kanuni Sultan Süleyman bakar: “Çalış evladım, ben bunca savaş yaptım sen 10 test çözemeyecek misin?” Ama sen kitabı kapatır, “sonra bakarım” dersin. Kitap, rafta sessizce küser.
Matematik defteri desen ayrı bir dert. Onu açmak zaten dürtü ayrımı olimpiyatı. Çünkü defteri açınca ilk his: *“Acaba bu konuyu anlamasam da olur mu?”* Ama olmuyor işte, ÖSYM acımasız.
Forumdaşlara Soru: Sizin Dürtü Canavarınız Ne?
Şimdi size soruyorum arkadaşlar, dürtü ayrımı KPSS kitaplarında süslü bir kavram olabilir ama gerçek hayatta bizim en büyük savaşımız. Kimimizin dürtü canavarı yemek, kimimizin telefon, kimimizin uyku… Ben şahsen “5 dakika sosyal medya bakayım” diye girip, 2 saat sonra kedilerin yoga yaptığı videoları izlerken buluyorum kendimi.
Peki sizde durum nasıl? Erkek forumdaşlar, stratejik planlarınız kağıtta mı kalıyor? Kadın forumdaşlar, empatiyle başlayan mutfak seanslarınız dizi maratonuna mı dönüyor? Yoksa aranızda gerçekten dürtülerini dizginleyip robot gibi çalışanlar var mı?
Biraz eğlence katalım: Kendi “dürtü ayrımı zaafınızı” itiraf edin. Kim bilir, belki bu başlıkta birbirimizin dürtü canavarlarını ifşa ederek, sınav stresini biraz olsun hafifletiriz.
---
Son Söz: Dürtü Ayrımı = KPSS’nin Gizli Boss’u
Sonuç olarak dürtü ayrımı dediğimiz şey, aslında KPSS’nin gizli boss’u. Kitaplarda 2 satırda geçiyor ama pratikte en zoru bu. Sınavdaki bilgi kadar, masanın başında kalma direnci de gerekiyor. Kiminiz için kahve kokusu, kiminiz için telefon titreşimi, kiminiz için uykulu gözler… Hepimizin canavarları var.
O yüzden hadi forumdaşlar, dürtü ayrımını kitap tanımından çıkaralım, hayatın içinden örneklerle konuşalım. Belki de birbirimize gülerek bu yükü hafifletiriz.
Peki, şimdi sıra sizde: Sizi en çok hangi dürtü yoldan çıkarıyor? Bir itiraf köşesi başlatalım mı?
Arkadaşlar, dürüst olayım: KPSS’ye hazırlanırken insanın içinde iki tane ayrı "ben" yaşıyor. Biri der ki: “Hadi otur ders çalış, hedefin var!” Diğeri der ki: “Bir bölüm daha dizi izlesen ne olur, tarih zaten aynı kalacak, Osmanlı 600 yıl beklemiş, sen de iki saat bekletebilirsin…” İşte hocaların kitabına "dürtü ayrımı" diye yazdığı şey aslında bu seslerin kavgası. Ama biz KPSS kurbanları için bu kavga, bazen YKS’den, bazen düğünlerdeki halay başından bile daha sert geçiyor.
Dürtü Ayrımı = İçimizdeki Süper Kahraman ve Çapulcu
Psikoloji literatürü “dürtü ayrımı” dediğinde çok teknik konuşuyor: “Bireyin ani gelen isteklerini erteleyebilme, akılcı seçim yapabilme becerisi…” Ama bunu böyle söyleyince kimse anlamıyor. KPSS öğrencisi için daha net açıklayayım: Dürtü ayrımı, “ders çalışırken patates kızartması kokusuna direnebilme yeteneği”dir. Ya da “telefonun sana bildirim düşürmesine rağmen, elini uzatmama cesareti.”
Bir düşünün, içimizde iki karakter var:
* **Süper Kahraman Ben** → Planlı, stratejik, haftalık ders programını renkli kalemle işaretleyen, “bu sene atanacağım” diye motivasyon videosu izleyen.
* **Çapulcu Ben** → Netflix açan, “bir kahve içeyim öyle başlarım” diyerek 3. kahvede hâlâ başlamayan, 10 dakikada bir Instagram’a bakan.
Dürtü ayrımı dediğimiz şey, aslında Süper Kahraman’ın Çapulcu’ya attığı çelme. KPSS için soru çözmek isterken, beynin sana “hadi bir kısır yap da yanına çay demlensin” diyen kısmını susturma sanatı.
Erkeklerin Stratejik, Kadınların Empatik Mücadelesi
Bu noktada cinsiyet farkı mizahı kaçınılmaz oluyor. Çünkü erkekler bu içsel kavgayı “stratejik plan” haline getirmeyi seviyor:
* Erkek öğrenci oturur, koca takvim çıkarır, “Bugün 120 soru çözeceğim, 30 Türkçe, 20 Coğrafya, 40 Tarih, 30 Matematik” diye yazar. Sonra 20 dakikada 3 soruda takılır, kalemi bırakır, YouTube’da “KPSS’de derece yapanların sırları” videosu izlemeye başlar.
Kadınlar ise bu mücadeleyi daha duygusal ve ilişki odaklı yaşıyor:
* Kadın öğrenci oturur, “Ders çalışmalıyım, ama annem mutfakta yalnız, gidip yardım edeyim, sonra birlikte çay içeriz, belki moralim düzelir, o zaman daha iyi çalışırım” der. Sonuç? Çaydan sonra mutfak sohbeti, sohbetten sonra dizi, diziden sonra uyku.
Yani erkeklerin stratejik dürtü ayrımı genelde Excel tablosunda patlıyor, kadınların empatik dürtü ayrımı ise mutfak masasındaki kurabiyelerde.
KPSS Adayının Günlük Dürtü Ayrımı Testleri
Bir KPSS öğrencisi için dürtü ayrımı, günlük hayatın her anında test edilir:
* Kitap açarsın, telefon zili çalar → *“Çalışsam mı, mesajlara mı baksam?”*
* Not tutarsın, komşunun tencere kapağı düşer → *“Tarih mi önemli, yoksa komşunun mutfak dramı mı?”*
* Soru çözersin, gözün masadaki çekirdeğe kayar → *“Paragraf sorusu mu, yoksa çıtır çıtır keyif mi?”*
Bu sahneler, KPSS öğrencisinin gerçek “survivor parkuru.” Çünkü sınavda 120 dakika boyunca değil, aylarca süren bu küçük anlarda kazanıyoruz ya da kaybediyoruz.
KPSS Kitaplarının Sessiz Dramı
Hiç fark ettiniz mi? Kitaplarımız bile bizim dürtü ayrımına malzeme oluyor. Tarih kitabının kapağını açarsın, içeriden sana Kanuni Sultan Süleyman bakar: “Çalış evladım, ben bunca savaş yaptım sen 10 test çözemeyecek misin?” Ama sen kitabı kapatır, “sonra bakarım” dersin. Kitap, rafta sessizce küser.
Matematik defteri desen ayrı bir dert. Onu açmak zaten dürtü ayrımı olimpiyatı. Çünkü defteri açınca ilk his: *“Acaba bu konuyu anlamasam da olur mu?”* Ama olmuyor işte, ÖSYM acımasız.
Forumdaşlara Soru: Sizin Dürtü Canavarınız Ne?
Şimdi size soruyorum arkadaşlar, dürtü ayrımı KPSS kitaplarında süslü bir kavram olabilir ama gerçek hayatta bizim en büyük savaşımız. Kimimizin dürtü canavarı yemek, kimimizin telefon, kimimizin uyku… Ben şahsen “5 dakika sosyal medya bakayım” diye girip, 2 saat sonra kedilerin yoga yaptığı videoları izlerken buluyorum kendimi.
Peki sizde durum nasıl? Erkek forumdaşlar, stratejik planlarınız kağıtta mı kalıyor? Kadın forumdaşlar, empatiyle başlayan mutfak seanslarınız dizi maratonuna mı dönüyor? Yoksa aranızda gerçekten dürtülerini dizginleyip robot gibi çalışanlar var mı?
Biraz eğlence katalım: Kendi “dürtü ayrımı zaafınızı” itiraf edin. Kim bilir, belki bu başlıkta birbirimizin dürtü canavarlarını ifşa ederek, sınav stresini biraz olsun hafifletiriz.
---
Son Söz: Dürtü Ayrımı = KPSS’nin Gizli Boss’u
Sonuç olarak dürtü ayrımı dediğimiz şey, aslında KPSS’nin gizli boss’u. Kitaplarda 2 satırda geçiyor ama pratikte en zoru bu. Sınavdaki bilgi kadar, masanın başında kalma direnci de gerekiyor. Kiminiz için kahve kokusu, kiminiz için telefon titreşimi, kiminiz için uykulu gözler… Hepimizin canavarları var.
O yüzden hadi forumdaşlar, dürtü ayrımını kitap tanımından çıkaralım, hayatın içinden örneklerle konuşalım. Belki de birbirimize gülerek bu yükü hafifletiriz.
Peki, şimdi sıra sizde: Sizi en çok hangi dürtü yoldan çıkarıyor? Bir itiraf köşesi başlatalım mı?