Ankara Kızılcahamam nasıl bir yer ?

Ilayda

New member
[Ankara Kızılcahamam: Sakinlik, Doğa ve Biraz da Şehir Karmaşası]

Merhaba dostlar! Şimdi size, ‘Ankara’nın en uzak ilçesi’ diye tabir edilen Kızılcahamam’dan bahsedeceğim. Hani şu “Ankara’da ne var ki?” diyenlerin büyük bir hayal kırıklığı yaşayacağı, fakat aynı zamanda “Bir de Kızılcahamam’a gidip görelim” dediklerinde mutlu olacağı bir yer var ya, işte orası! Ne iç Anadolu’nun topraklarına, ne de Batı Karadeniz’in sahil kenarına ait... Kızılcahamam, bir yerde, bir limbo bölgesinde var; ne tam şehir hayatı, ne de tam köy havası.
[Giriş: Kızılcahamam’a Gitmeye Karar Verdiğinizde Ne Beklemelisiniz?]

Kızılcahamam’a gitmeye karar vermek, aslında hayatın ufak bir macerasına atılmaya karar vermek gibidir. Gerçekten de “İstanbul’u terk edip birkaç günlüğüne doğa ile iç içe olalım” diyorsanız, bu yer tam size göre! Ama “Tamam, biraz doğa olsun ama kafede çay içmeye de gitmek istiyorum” diyorsanız, belki de birkaç daha büyük şehre gitmek daha iyi bir fikir olabilir.

Zeynep ve Ahmet, her zaman olduğu gibi, Kızılcahamam’a gitmeye karar verdiler. Zeynep, doğa ile iç içe olmayı severken, Ahmet hep daha pratik ve çözüm odaklıdır. Ahmet’in Kızılcahamam’ı keşfetmeye yaklaşımı, bir GPS cihazı kullanıp, her köşe başını stratejik bir şekilde incelemek gibidir. Zeynep’in yaklaşımı ise, "Nereye gitsek, kimseyi incitmeyelim, insanları tanıyalım" dercesine, etraftaki her detayla empatik bir ilişki kurmaktır.
[Kızılcahamam’da Erkek Gözüyle: Strateji ve Pratiklik]

Ahmet için Kızılcahamam’a gitmek, elbette biraz daha hesap kitap işidir. Haritadan baktığında, Kızılcahamam’ın ne kadar uzak olduğunu görebiliriz. “Bir bakıma da orada kaldığımız sürece hiçbir şekilde kaybolmayız” diye düşünen Ahmet, gittiği her yerin bir “yerleşim yeri” olmasına odaklanır. İlk iş, Kızılcahamam’ın otelleri ve kaplıcalarına göz atmak, hangi otelin ne kadar iyi olduğunu araştırmak, yazlık evlerin fiyatlarını öğrenmektir. Çünkü, Ahmet'in zihninde her şey bir plan çerçevesinde ilerler: “Doğayla iç içe olacağız, ama çok dağılmayalım, değil mi?”

Zeynep, bu duruma bir kahkaha atarak “Ahmet, senin her yere gitme şeklin harita üzerinde kaybolmuş bir insan gibi” diyor. “Bazen rahatlamak lazım. Hayat harita değil, hissetmek önemli.”

Ahmet, “Ama bu kadar uzak bir yeri keşfederken, biraz strateji gerekmez mi?” diye itiraz ederken, Zeynep de “Bu kadar plan yapmayı bırak, biraz da spontane olalım!” diyerek gülüyor. O an Zeynep’in söylediklerine biraz katılsa da, Ahmet’in kafasında çözüm odaklı yaklaşımı hala hakimdir: "Yolculuk nereye giderse gitsin, en kısa yol seçilmelidir."
[Kızılcahamam’da Kadın Gözüyle: İlişkiler ve Doğal Bağlar]

Zeynep, Kızılcahamam’ın sıcağında, doğada kaybolarak her anı hissedebilmeyi seven biridir. Kızılcahamam’da her şeyin yavaşça aktığı bir ortam vardır. Doğanın, her adımda bir anlam taşıdığı bir yer... Kızılcahamam’a geldiğinizde, yalnızca toprak ve ağaçlar arasında zaman geçirmek, şehir hayatından kaçmak değil, daha çok “kendini yeniden bulmak”tır.

Zeynep, herkesin bir araya geldiği köy kahvesinde, kasaba halkıyla sohbet ederken, içindeki empatik doğa devreye girer. Bu kasaba, Zeynep için sadece bir coğrafi yer değildir. İnsanların anlattığı hikayeler, tarihi bağlar, şehrin geçmişi hakkında sohbetler, ona sadece bölgesel bir kimlik değil, aynı zamanda duygusal bir bağ verir. Yavaş yavaş etrafındaki insanlarla samimi bir ilişki kurar. “Burası ne kadar huzurlu bir yer, değil mi?” diye sorar. “Ahmet, senin sürekli hedefe odaklanman yetiyor, ama bazen buraya gelip birini tanımanın, sadece bir çay içmenin de önemli olduğunu unutma.”

Zeynep için Kızılcahamam, yaşadığı küçük ilişkiler, anılar ve etrafındaki insanların yarattığı bağlarla şekillenir. Onun için burada bulunan her insan, Kızılcahamam’a bir parça ruh katmaktadır.
[Kızılcahamam’ın Karakteri: Doğa, Dinlenme ve Sıkıcı Olmayan Fikirler]

Sonuçta Zeynep ve Ahmet’in Kızılcahamam’daki hikayesi, biraz doğa, biraz ilişkiler, biraz da gündelik yaşamın pratikleriyle birleşiyor. Kızılcahamam, yalnızca bir turistik destinasyon değil, aynı zamanda bir yaşam tarzıdır. Orada bir yerde durmak, bazen sadece bir yere ait olmak anlamına gelir. Ne şehir gürültüsü, ne de sıcağın içinde sıkışmış kalmış bir yer. Doğası, sakinliği ve yöresel yaşamı ile Kızılcahamam, insanları içten içe değiştirir, onlara daha fazla “şey” hakkında düşünme fırsatı verir.

Evet, belki doğada kaybolmaktan veya sadece bir çay içmekten fazlası, orada yaşayan insanların günlerini anlamak, orada yaşamayı öğrenmek, kısacası doğa ile ilişkilerini kurmak da çok daha önemli. Bir bakıma, Kızılcahamam’a gitmek, sadece coğrafi bir yerin keşfi değil, yeni bir perspektif kazanmaktır.

Peki ya siz, bir yerin ruhunu nasıl keşfederdiniz? Sadece harita mı izlersiniz, yoksa o yerin halkıyla mı tanışırsınız?
 
Üst